top of page
Yazarın fotoğrafıMaya Çelem

Uluslararası Bir Buluşma Noktası: İstanbul Fringe Festival


2019’dan bu yana devam eden İstanbul Fringe Festival’in 6. edisyonu bu yıl 13-21 Eylül tarihleri arasında İstanbul’un çeşitli mekanlarında izleyici ile buluşacak. 100’den fazla yerli ve uluslararası sanatçı ile 25 gösteri, 5 atölye, 2 buluşma ve çok daha fazlasına ev sahipliği yapacak olan İstanbul Fringe Festival hakkında detaylı bilgi sahibi olmak için festivalin yürütücü direktörü Denizhan Çay ile konuştuk.



MÇ: İstanbul Fringe Festival’in belirli bir teması bulunmamakta. Festivalde yer alacak çalışmaların kürasyonu yapılırken nelere dikkat ediliyor? Festivalde yer alan çalışmaların ortak noktası veya eğiliminden bahseder misiniz?


DÇ: Her sene aldığımız başvuruları değerlendirerek festival programını oluşturuyoruz. Başvuruların özellikle konu ve üslup adına seneden seneye değişimini gözlemleme fırsatı buluyoruz. Dünyanın farklı yerlerinde her sene bazı ortak temaların doğalıyla belirdiğine şahit oluyoruz. Gelen tüm başvuruları değerlendirdiğimizde bir tema kendiliğinden ortaya çıkıyor zaten. İlk bu değerlendirmenin ardından yerel ve uluslararası güncel sahne sanatlarında aktif faaliyet gösteren profesyonellerden oluşturduğumuz, seneden seneye gözden geçirip yenilediğimiz bir seçici kurulumuz var. Onlarla da başvuruları paylaşıp yönlendirmelerini alıyoruz. Böylelikle program ortaya çıkıyor. 


Pandemi sonrası daha karanlık, çaresizlik ve endişeler uyandıran dünyaları daha çok görmeye başlamıştık. Bu sene bireysellik ve varoluş sancıları ağırlığını bırakmadı ama alaycılık ve mizah bu denkleme girdi. Mesela Deca Collectif'in The 11th Hour ile Tana Sirois'in UnTethered gösterilerini örnek olarak gösterebilirim. Biri ölüm biri obsesif kompülsif bozukluk gibi ağır yaşantıları, etrafında kurdukları alaycı yaklaşımlarla görselleştiriyorlar.

 

MÇ: Türkiye’deki okurlarımız adına bu soruyu sormak isterim; önümüzdeki yıllarda İstanbul Fringe Festival programında yer almak isteyen genç sanatçılar neler yapmalılar?

 

DÇ: Bu soruyu senenin hangi zamanında sorarsanız değişik bir takvim veriyor olurum. Bugünden itibaren düşününce, festivale gelip, yan etkinliklerde bulunup gelen sanatçılarla, bizim ekiple tanış olmalarını öneririm ilk olarak. Önümüzdeki sene bir gösteri veya atölyeyle, bu da mümkün altını çizmek istiyorum, yer almak için sosyal medya hesaplarımızdan duyurduğumuz açık çağrı sürecimizi takip etmeleri gerekir. Genelde Şubat sonuna kadar başvuruları almaya devam ediyoruz ve başvuruda tam gösteri videosu istiyoruz. O yüzden festivalden sonra çok zaman kaybetmeden üretime geçmekte yarar var. Başvuru tamamlanınca top bizde. Mayıs gibi de duyuruyoruz değerlendirmeleri.

 


MÇ: Türkiye’den katılan sanatçılara ek olarak her sene yurt dışından da sanatçılar festivale katılım sağlıyor. Uluslararası alanda sanatçılar ile kurulan bağlar ve İstanbul’un da içinde bulunduğu Fringe Festival ağı festivalin sürekliliğine nasıl katkıda bulunuyor?

 

DÇ: Bu bağlar festivali oluşturuyor. Başvuru sayıları 2019'daki ilk edisyondan itibaren sürekli arttı. Türkiye'den aldığımız başvurular ilk yılda aldığımızın on katına çıktı. Uluslararası bilinirlik ekiplerin gelip burada samimi bir ortamla karşılaştıktan sonra gittikleri yerlerde veya sosyal medya aracılığıyla Istanbul Fringe Festival'den bahsetmeleriyle kulaktan kulağa da genişliyor. Aynı şekilde başka festivallere gidip gösteriler izliyoruz, uygun olanları başvuru süreciyle ilgili bilgilendiriyoruz. 


Burada beni çok heyecanlandıran bir şeyden de bahsetmek istiyorum. Türkiye'den aldığımız başvurularda yaşadığımız artış çoğunlukla festivale gelip yurtdışından gelen gösterileri izleyen kariyerinin başındaki yerel sanatçıların kendi fikir aşamasında olan işlerini üretmeye dair güvenlerinin ve motivasyonlarının artmasıyla oldu. Kitlemizin önemli bir kısmı sanatla üretici anlamda haşır neşir, bu da kendini sürekli yeniden yaratan bi festivalin yolunu açıyor.


Sürdürmekten bahsettiniz, ben her alanda bazen yersizce kullanılan bu kavramın sürüklemekle karıştırılmamasını önemsiyorum. Biz sahneye çıkıp işlerimizi göstermek adına Türkiye'de eksik kalan bi modeli burada yaşatmaya başladık. Bu mantalite her türlü bir çatlaktan kendine yer bulup çıkacaktı zaten. Her sene daha çok insana ve jenerasyona ulaştığı ölçüde başlattığımız işin sürdürülebilirliği genişliyor diye düşünüyorum. Festivali sürdürmekse lojistik bir çaba, birileri yaptığı sürece fringe Türkiye'de olur, olacaktır.

 

MÇ: Bu yıl için planlanan festival programının içeriğinden biraz bahsedebilir misiniz, festivalin 6. yılında izleyicileri neler bekliyor?

 

DÇ: Tabi, ben ilk iki günü anlatayım merak edenler web sitemizden tam programa erişebilirler. Istanbul Fringe Festival'i ilk seneden itibaren üç odakla büyütüyoruz. Gösteriler, atölyeler ve buluşmalar. Bu sene de aynı şekilde devam. Festival süresince Becca Hoback tarafından yaptığımız açık çağrıya başvuran yerel sanatçılarla yürüteceğimiz bir üretim çalışması olacak.


The Kitchen Dance isimli Yunanistan’dan gelen solo bir performansla festivali başlatıyoruz. Mutfağı kişisel bir devrimin ateşleneceği bir yer olarak ele alıyor. Arkasından bu sene tanışıp birlikte ilk etkinliğimizi yaptığımız Kanto Records DJ’lerinden Vecdaud çıkacak. 


İkinci gün gösteriler için HOPE Alkazar, Kadir Has Sahne’si ve DasDas’tayız. DasDas’ta iki gösteri ve bir buluşmamız var. Geçen seneki katılımcı sanatçılarımızdan Tana Sirois’in obsesif kompülsif bozukluk üzerine incelemelerini görselleştirdiği UnTethered arkasından performans sanatçılarının psikolojik sağlığıyla ilgili bir buluşmamız olacak. DasDas Ana sahnede Fransa’dan gelen HHH oynayacak. El, kalp ve kafa arasındaki sürekli iletişimi araştırıyor. Sahne Kadir Has’ta Foucault'un gerçeği söylemek temasından esinlenerek Salih Usta yönetmenliğinde ortaya çıkmış Parrhesia 2 olacak. Hope Alkazar’da da ses tasarımıyla dikkat çekecek Journey to the Kingdom of Hypnos var. Festivalin katılımcı sanatçılarından Büşra Albayrak Pole Dance 101 atölyesini yapacak. Bir de sonraki güne bir hazırlık olarak Tayvan kültüründen gösteride de kullanacakları teknik olan Jitong’u tanıtan Ses ve Beden Rezonansı atölyemiz, Studio Dès Vu’de olacak.

 

Program detaylarına web sitemiz ve sosyal medya hesaplarımızda da duyuruluyor.

 


MÇ: Türkiye’deki sanat alanına baktığımızda sanatçı ve sanat yöneticilerinin pek çok zorluk ile karşılaştığını görebiliyoruz. Bir festival ortaya koyma sürecinde İstanbul Fringe Festival ne tür zorluklar ile karşı karşıya geliyor ve bunlarla nasıl başa çıkıyor?

 



DÇ: Doğrudur. Bu soruya cevaben ekip kartını oynamak istiyorum. Her coğrafyanın kendine özgü kolaylıkları ve güçlükleri var. Bunları idare edebilmek için de herkesin güçleri farklı. Birlikte tiyatro yaptığım, yapmaya devam ettiğim ve edeceğim Zeynep, Emre, Emirhan, festivali kurarken kapılarını çaldığımız Eda, Zeynep ve festivalde gönüllü olarak bizimle omuz omuza çarpışmış Riyana, Irem, Kayra ve Doğa yarattığımız iş yapış şeklinin mimarları. Her yeni zorlukla birlikte başa çıkıyoruz.


Istanbul özellikle son zamanlarda ekonomik olarak çok yorucu. Hepimiz hayatta kalmak adına farklı projelerde oynuyor, yönetiyor, koşturuyoruz. Yoğunluklar sene içinde farklılaşabiliyor. Burada ahenkle hareket etmeyi öğreniyoruz. Ben tıkandığımızı düşündüğümüz zamanlarda bakış açımızı sorgulayarak yeni biçimler ürettiğimize şahit oldum. Festival Istanbul'un Fringe'i olsun diye uğraştığımız için bütün bu olup olamayanlar festivalin karakteri oluyor. Olabilenlerle devam ediyoruz, çok zora sokmamaya çalışıyoruz.

 

MÇ: Son olarak, İstanbul Fringe Festival’in geleceğe dönük hayal ve hedefleri neler acaba?


DÇ: Yola çıkarken uluslararası dolaşımda olan sanatçıların Istanbul'u da tur programlarına almaları için bir kapı açmaktı hedefimiz. Bu kapının iki taraflı kullanılmasını Türkiye'deki üretimlerin de uluslararası alanda seyirciye ulaşmasını hedeflemiştik. Bu iki konuda odağımız halen sürüyor. Aerowaves’e üye olduk. Türkiye'deki sanatçıların bu ağa dahil olmasını sağlamak üzere adımlar attık. Projeler üretip kapasiteyi genişletmeye çaba harcıyoruz.


Festivali şehrimizin dinamiklerine uyum sağlamak üzere geliştirmeye çaba harcıyoruz. Bu anlamda şehre yayılımımızı artırmak adına kamu veya özel kurumlardan işbirliklerine açığız. Festivalin kentle kurduğu ilişkiyi pekiştirecek projelerle işbirliği yapmak üzere insiyatif almak isteyen herkesi bizimle iletişim kurmaya davet ediyorum.



MÇ: Değerli yanıtlarınız ve vaktiniz için çok teşekkür ederiz. İstanbul Fringe Festival'in 6.edisyonu 13-21 Eylül tarihlerinde izleyici ile buluşacak. İstanbul Fringe Festival web sitesi ve Kineo Dergi üzerinden festival programı hakkında duyuruları takip edebilirsiniz.


31 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page