top of page
Yazarın fotoğrafıKineo Dergi

"How Now Becomes Then" Çağdaş Dans Performansı İlk Gösterimi ile Konya'da!


Tarih: 19/20/21 Nisan 2024 

Saat: 20.00

Yer: Hiçhane | Karatay-Konya

Bilet ve rezervasyon için: gise.com - 0530 372 5622





Etkinlik İçeriği


19/20/21 Nisan tarihlerinde, ‘How Now Becomes Then’ çağdaş dans performansının ilk gösterimi ve canlı müzik eşliğinde, çağdaş dans atölyeleri, tarihi dokusu ve kültürel zenginliğiyle Karatay-Konya’da bulunan, Hiçhane İnsan Merkezi'nde gerçekleşecektir. Performans 20-21 Nisan tarihinde saat 20.00’da olup, atölyeler 19-20-21 Nisan tarihlerinde saat 13.00’da başlayacaktır. Atölyeye, hem tek günlük, hem de düzenli olarak katılım sağlanabilir. Her yaştan ve meslekten, dans ve müzik ile bağ kurmayı kalbeden katılımcılara açıktır.

Etkinlik ve atölyeler süresince, Hiçhane’de hanın içindeki odalarda veya alanın içinde çadır kurarak konaklamak mümkündür.  

 






PERFORMANS


HOW NOW BECOMES THEN -  PERFORMANS KONSEPTI

(Şimdi nasıl geçmiş olur)

 

Zaman, hareketin bir tezahürüdür. Her realitenin kendine has bir devinimi, hızı, akışı vardır. Buna bağlı olarak, insan kendinden çok daha büyük bir koreografinin parçasıdır. Bu koreografi, evrenin her köşesinde aynı değildir, gözlemciye, gözlenene göre değişir. Gözlenen hadiseler olduktan sonra kaybolup gitmezler, namütenahi bir halde, farklı formlarda genişlemeye devam ederler. Tıpkı entropi gibi. Ama bizim sentezimizde entropi sadece kaosa evrilen bir kavramdan çok, olmuş olanın dönüşümünü de simgeler çünkü kaos da ahenktendir.  


Performans tabiatı gereği anlık bir oluşumdur. Sadece o anda, o mekanda, orada olanlar tarafından var olur ve o an geçtikten sonra geriye sadece hatırası kalır. Ama bu hatıralar, orijinal âna geri dönüp de yarattığımız eksiksiz bir fotoğraf gibi değildir. Bizimle beraber onlar da evrilir, dönüşür. Hatırlandıkça bir bakıma zayıflar; öyle ki, bir noktadan sonra hatırladığınız şeyin gerçekle hiçbir alakası olmayabilir. Bu tema, eserin dramaturjisinde, yani genel kompozisyonuna yansıtılmıştır.


Sahnede elli dakika boyunca; bir sandalye, iki dansçı, üç müzisyen(*We Parade!), beş lambader ve iki antika halının bulunduğu eser; üç bölümden oluşmaktadır ve birinci bölümde işlenen oluşum, tıpkı entropi gibi ikinci bölümde kırılır, dağılır, genişler ve üçüncü bölümde değişir, başkalaşır ve yeni bir hatıra olarak var olur. 


Performans; şimdinin geçmiş ve gelecek ile nasıl yer değiştirdiği konseptinden alınan kavramlardan yola çıkarak ânın nasıl var olduğunu; imgeler, hareketler, kelimeler, materyaller ve sesler vasıtasıyla araştırır ve yorumlar.


We Parade! Nedir?* 

Disiplinler arası sanat eserleri için özgün ses dünyaları oluşturmayı hedefleyen 3 kişilik bir elektro-akustik müzik oluşumudur. Somut Müzik, Ortam Müziği ve İzlenimcilik gibi çeşitli akımlardan ilham alan ekip kariyerlerine doğaçlama müzik yaparak başlamış olup daha sonra sabit medya, canlı koreografiler ve mekana özgü eserler için kompozisyonlar yaparak projenin ölçeğini genişletmiştir. Her türden sese kucak açan grubun güncel üyeleri Gökçe Özgen, Hakan Sevim ve Kuzey Tekinalp’tir.





ATÖLYENİN İÇERİĞİ


Canlı müzik eşliğinde, çağdaş dans ile beden farkındalığı, hareket araştırması ve doğaçlama-kompozisyon atölyesi.     




Atölye, her yaştan ve meslekten olan katılımcılara açıktır. Dans alanında deneyimli olmak gerekmez. Herkes kendi konfor alanında, itmeden, çekmeden, bedeni dinleyerek, hem bireysel, hem kolektif bir anlayış içerisinde hareket edebileceği bir alan yaratılacaktır. Beraber oluşturacağımız bu değerli alanda, bedenin içinde var olan hareket potansiyellerini araştırarak dans edeceğiz. Dansın içindeki hassaslıktan ve samimiyetten doğan şiirlerin keşfine dalarken, bu yolda, yürümenin, oturmanın, olmanın ve düşünmenin formlari yeniden şekillenecek.

Bu niyetle birlikte atölye yumuşak, dinamik ve yaratıcı bir bedene uyumlanmaya amaçlayarak üç bölüme ayrılır.



Atölyenin bölümleri, ve hedefleri 


İlk blok, Emio Greco’nun yarattığı Double Skin Double Mind metodundan ilham alınarak yapılandırılmıştır. Beden ve zihin arasındaki iletişimi güçlendirerek alıcı ve yeni fikirlere açık bir bedeni inşa etmeyi hedefler. Beden mimarisinin hizalanmasına, enerji akışlarının fark edilip, regülasyonun sağlanmasına ve enerjinin nasil hareket ile rejenere olabileceğini araştıran belli egzersizlerden oluşur. 

Zihinden gelen enformasyonu akışkan bir sekilde bedene iletmeye yardımcı olur. 


ikinci blok farklı doğaçlama yönergeleri sunar. Zihnin, beden üstünde  oluşturduğu bariyerleri genişleterek, özgür ve dürüst bir dışavurum ile ifadelendirmeyi amaçlar. Çağrışımlar, imajlar, sesler ve konseptler yoluyla yapılacak olan bu bireysel keşif, yeni kaliteler ve hareket potansiyellerinin araştırılmasına alan açar. Her birey, bu araştırmanın getirisiyle kendine özgü kaynaklar oluşturarak hareket dağarcığının zenginleştirmesi amaçlanır.        


Atölyenin son bölümünde, elde edilen kaynaklardan yararlanarak, çalıştığımız bireysel araştırmanın nasıl kollektif bir paylaşıma ve yaratım sürecine dönüşebileceğine odaklanacağız. Belirli kompozisyon elementlerinin ve kavramlarının içinde, beraber mekanı tasarlayıp, sıfırlayıp, yeniden tasarlayacağız. Bu devinimin içinde mekanı paylaştığımız bedenlere temas etme, duyumsama ve gözlemleme yoluyla iletişim halinde olacağız. Birbirimizle olan etkileşimi keşif ederken de işbirliği içinde çalışmanın yeni olasılık yaratma potansiyelini tecrübe edeceğiz.





Ekinlik Fiyatlandırması


Performans:

  • How Now Becomes Then: 500TL


Dans Atölyesi: 

  • Günlük Giriş: 1000TL

  • 3 Günlük Katılım: 2000TL

(Atölye katılımcılarının performansa ücretsiz giriş hakkı vardır.)



Konaklama:

-Hiçhane Odalarda Konaklama(3 gün): 5000TL

-Hiçhane Çadır Kurma(3 gün): 2000TL

(Detaylı bilgi için Hiçhane ile iletişime geçebilirsiniz.)




ATÖLYE YÜRÜTÜCÜLERİNİN BİYOGRAFİSİ


Şiva Canbazoğlu, dansçı, koreograf ve görsel sanatçıdır. 1998 yılında, İstanbul’da doğdu. 2020 yılında Codarts, Rotterdam, Bachelor of Dance bölümünden mezun oldu. 2021 sezonunda, Emio Greco sanat yönetmenliğinde ICK Amsterdam dance company dans etti. Sonra Hollanda ve Türkiye arasında freelancer olarak çalışmaya başladı. Bu süreç içerisinde iki farklı sanat kolektifine katıldı. IIJZERBLOK,Rotterdam ve Choreographic Translations, Rotterdam/Hollanda. Bu oluşumlarla öğretmen,dansçı, proje yöneticisi ve koreograf olarak çalışıyor. Choreographic Translations ile gerçekleştirdiği son projesi, droom en daad Makersloket tarafından desteklenen bir sanat araştırması kitabının yayınlanmasıydı. Aynı zamanda Dans filmlerinde koreograf ve artistik yönetmen olarak çalışıyor. En son filmi ‘İnvisible but Perceivable yet Unspeakable’ Dance Camera film seçkisinde Ekim ayında, İstanbul ve Atlanta şehirlerinde gösterime girdi. Performans alanında gerçekleştirdiği son proje,Garage Rotterdam (Hollanda), çağdaş sergi alanında proje yönetimini ve koreografisini yaptığı ‘Migrations’ adlı eserinin performansı gerçekleşti.


İlayda Evgin, 1993 İstanbul doğumlu koreograf, eğitmen, dans ve performans sanatçısı; Beden odaklı ilk eğitimine 1998 yılında Marmara Ritmik Cimnastik Kulübü'nde başladı. Ortaokul ve liseyi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Bale Bölümü’nde okudu. 2016'da Contemporary Dance School Hamburg'dan mezun oldu ve MSGSÜ Devlet Konservatuvarı Modern Dans Anasanat Dalı'nı 2021'de tamamladı. 

Başta Türkiye olmak üzere; Kıbrıs, Katar, BAE, Almanya, Avusturya, İspanya gibi ülkelerde, çeşitli festival, etkinlik ve çağdaş dans projelerinde performans sanatçısı ve koreograf olarak çalıştı. Türkiye'nin birçok ilinde dans dersleri vermeye ve çeşitli performans çalışmalarında yer almaya devam ediyor.




Hiçhane’nin hikayesi

Miladi takvimle 2012, hicri takvimle 1433 senesinde başladı. doğunun esrarengizliğinin batının akılcılığına kavuştuğu Anadolu topraklarının merkezinde, Konya'da, Mevlana Celaleddin Rumi Türbesi'nin yanıbaşına inşa edilmiş 80 yaşında bir binada dünyaya gelen hiçhane, değişen, gelişen ve dönüşen organik mekan olma özelliği ile yıllar içerisinde bir insan misali serildi serpildi. Her daim ana akıma mesafeli, kurumsal kimlik baskısına karşı güçlü durdu. Kendi yolunda, kendi bildiğince ilerledi. Özgür ve özgün bir gelişim sürecinde bir han misali, dünyanın dört bir yanından kendi yolculuğuna çıkmış yolcuların uğrak merkezi haline geldi. Her gelen Hiçhane’ye dokundu, kendinden izler bıraktı. İnsanlar Hiçhane’den, Hiçhane ise insanlardan beslendi. Zaman içerisinde Hiçhane, birbirine oldukça uzak sosyo-kültürel kesimlerden gelen insanların bir araya gelip sohbet edebildikleri, müzik yapabildikleri, kendi gelişimleri için gerekli olan özgür alanı bulabildikleri, benzersiz hayat yolculuklarını yargılanmadan birbirleri ile paylaşabildikleri, insan olmanın ortak dilini keşfettikleri bir hane haline geldi. Hiçhane kendini tanımladıktan, pozisyonunu alıp sınırlarını esnekliğini kaybetmeden belirledikten sonra, hayat bulduğu Anadolu’nun bilgeliğini okuma yolunda ilerledi. Bir mekan olarak yaşamsallığını kültürel temeller üzerine değil, evrensel temeller üzerine oturttu, alma-verme dengesini “aşk” ile tutturdu ve bugüne değin hayatta kalmayı başardı.




126 görüntüleme0 yorum

Comments


bottom of page