top of page
Yazarın fotoğrafıMaya Çelem

Bir Performans Hatırası: How Now Becomes Then Üzerine Röportaj

19 Nisan 2024 tarihinde, “How Now Becomes Then” çağdaş dans performansının prömiyeri We Parade! grubunun canlı müziği ve çağdaş dans atölyeleri eşliğinde tarihi dokusu ve kültürel zenginliğiyle Karatay-Konya’da bulunan, Hiçhane İnsan Merkezi'nde gerçekleşti. Geçtiğimiz aylarda İstanbul turnesine başlayan “How Now Becomes Then” 7 Haziran tarihinde CoBAC Workspace’in sanatçılara alan açması ile seyirciyle buluştu. Çağdaş dans performansına ek olarak, performansın anlık oluşumunu kalıcı bir hale getiren video enstalasyonlarından oluşan “İrtibata İntibak” sergisi ile beraber deneyimleme imkanı bulduk. Şimdinin geçmiş ve gelecek ile nasıl yer değiştirdiği ve ânın nasıl var olduğunu sorgulayan performans, dramaturjisinde beden, sesler, bir lamba ve bir halı aracılığı ile zamanın hareketin bir yansıması olduğu temasını işliyor. 

 

“How Now Becomes Then” performansını daha iyi kavrayabilmek için dansçı, proje yöneticisi ve koreograf Şiva Canbazoğlu, performans sanatçısı ve koreograf İlayda Evgin ve We Parade! müzik oluşumundan Hakan Sevim ve Kuzey Tekinalp ile konuştuk.




MÇ: Sevgili Şiva ve İlayda, öncelikle “How Now Becomes Then”in ortaya çıkış sürecinden bahsedelim isterim. Bu işi üretirken hangi kaynaklardan beslendiniz veya ilham aldınız? Sizin için koreografik veya yapısal olarak nasıl bir üretim süreci oldu?


ŞC & İE: Performansa yön veren ve yaratım sürecinin merkezinde, How Now Becomes Then kelime kalıbı yer alıyor. Şimdinin geçmiş ve gelecek ile nasıl yer değiştirdiği konseptinden alınan kavramlardan yola çıkarak ânın nasıl var olduğunu; imgeler, hareketler, ve sonrasında gelen kelimeler, materyaller ve sesler vasıtasıyla araştırdık. Bu süreçte metafizik ve felsefik araştırmalardan yararlanarak, bireysel anılarımızı, rüyalarımızı ve tefekkürlerimizi koreografinin örüntüsüne sentezledik. Doğaçlama yöntemleri vasıtasıyla, elde ettiğimiz sentez ve materyalleri, koreografiye işledik.  

 


MÇ: “How Now Becomes Then”in kavramsal çerçevesinde performansın üç bölümden oluştuğunu görüyoruz. Oluşturulan bu üç bölümden biraz bahsedebilir misiniz? Sahne tasarımında kullanılan lamba ve halılar performansın bölümlerine veya genel anlamda kavramsal çerçeveye nasıl hizmet ediyor?


ŞC & İE: Performans tabiatı gereği anlık bir oluşumdur. Sadece o anda, o mekanda, orada olanlar tarafından var olur ve o an geçtikten sonra geriye sadece hatırası kalır. Ama bu hatıralar, orjinal âna geri dönüp de yarattığımız eksiksiz bir fotoğraf gibi değildir. Bizimle beraber onlar da evrilir, dönüşür. Hatırlandıkça bir bakıma zayıflar; öyle ki, bir noktadan sonra hatırladığınız şeyin gerçekle hiçbir alakası olmayabilir. Bu tema, eserin dramaturjisinde, yani genel kompozisyonuna yansıtılmıştır ve üç bölümden oluşmaktadır; birinci bölümde işlenen oluşum, tıpkı entropi gibi ikinci bölümde kırılır, dağılır, genişler ve üçüncü bölümde tanık olunan anların toplamı başkalaşır ve yeni bir hatıra olarak var olur. Ama bizim sentezimizde entropi sadece kaosa evrilen bir kavramdan çok, olmuş olanın dönüşümünü de simgeler çünkü kaos da ahenktendir.


Sahne dizaynında kullandığımız halı ve lambader, sadece bir kurulum değil, koreografiyle etkileşim halinde olan dinamik bir araç olarak görülür. Halının esere dahil edilişi, Halı altına süpürmek deyiminden gelmektedir. Yaratım sürecinde, sahnede sıcak ve aşina olunan bir mekan algısı yaratmayı hedeflediğimiz için, antika bir lambader de eklemeye karar verdik. Objelerin barındırdığı tarihi ve kültürel doku, zamanın çok boyutlu bir şekilde kendini gösterdiği bir his yaratır.   





MÇ: Performans boyunca gitar soloları, canlı olarak söylenen şarkılar, monologlar gibi kullanılan çeşitli sesler ile hareket ve ses “How Now Becomes Then”in ayrılmaz iki parçasına dönüşüyor. Müzik kariyerinize doğaçlama müzik üreterek başladığınızı düşünerek; bu performansta doğaçlama kısımlar bulunuyor muydu? Seyircinin performans boyunca duyduğu sesler ve ortaya çıkışlarıyla ilgili biraz bilgi verebilir misiniz?


HS & KT: Koreografi ve kompozisyonun yaratımı sırasında eserin bölümleri ortaya çıkarmak için yoğun araştırma ve istişare süreçlerine girdik. Ekipteki herkesin birbirine verdiği geri bildirimlerle sesin eserdeki yeri somutlaşmış oldu. Doğaçlamayla ilgili soruna gelirsek, iletişilmek istenen duygunun bilindiği ve gözetildiği bir yerden önceden belirlenmiş ses renkleri içerisinde doğaçladığımız yerler performansta mevcut. Sonuç olarak eserin formu dikkate alındığında, her bölümün kendine has belirlenmiş performatif yaklaşımları doğaçlamadan, yazılı müziğin çalındığı geniş bir yelpazede tezahür etti.


 

MÇ: “How Now Becomes Then” seyirciye aynı anda canlı bir müzik ve dans performansı izleme imkanı tanıyor. Dansçı ve müzisyen olarak nasıl bir araya geldiğinizden, ses ve koreografiyi nasıl birlikte kurguladığınızdan bahsedebilir misiniz? Dansın müziği yönlendirdiği veya tam tersinin yaşandığı noktalar oldu mu?


ŞC: How Now Becomes Then’ projesinin yaratım sürecinden önce, ekibimiz Sanpapie kumpanyası (Milan) ve İstanbul Uluslararası Doğaçlama Dans Festivali işbirliğiyle düzenlenen ‘Crossing Borders’ projesinde tanıştı. 

Öncelikle konsept üzerinde, kuramsal araştırmanın ivmesi ile koreografi sürecine başladık. Hareket kısmında daha net bir zemin oluşturduktan sonra  We Parade!’in dahil oluşuyla beraber dans ve ses birbirine paralel olarak gelişmeye devam etti. Eserin dramaturjisi yaratım sürecinin başında netleştiği için, dans ve müzik içeriğe ve eserin konseptine intibak etti.  



HS: Biz Gökçe ve Kuzey’le bu projeye, Şiva ve İlayda eserin konsepti ve içerebileceği materyaller üzerinde çalışmaya başlamış, pratikleri sürerken katıldık. Şiva'nın bizimle paylaştığı  araştırma metinleri ve performatif doneler  ile karşılıklı beklentilerimizi belirleyip, olasılıklarımızı değerlendirirken uygun bulduğumuz materyalleri bir araya getirdik. Dans ve içerdiği dramaturji müziğin sahip olduğu karakterleri yönlendirirken, birlikte ortaya çıkardığımız kompozisyonun da koreografinin zamansal oranlarını ve dinamik özelliklerini etkilediği bir üretim süreci gerçekleşti.   



MÇ: Sahne üzerinde müzisyenin ve dansçının birlikte var olması seyirci için oldukça keyifli ve besleyici bir deneyim. Sizler müzisyen ve dansçının sahne üzerindeki iletişimini nasıl tanımlarsınız, bu iletişim nasıl olmalıdır?


KT: Özellikle performans ve yaratıcı edim söz konusu olduğunda ne kadar “olması gereken”lerden kaçınmayı daha sağlıklı bulsam da sanıyorum herkesin her şeyden önce esere ve ortaya çıkan bütüne hizmet ettiğinin bilincinde olması bir esas olarak alınabilir.  Sahneyi paylaşmak ise bizim için de bir o kadar keyifli ve besleyici oluyor. Harekette o anda olup bitenin müzikteki yansımaları her bir akışa belli bir özgünlük, dolayısıyla heyecan veriyor.


İE: Eser araştırma sürecindeyken çeşitli kısa versiyonları performe edildi ve bu deneyimler aramızdaki ilişkide kalıcı kilit noktalarını şekillendirdi. Eserin içinde birbirimizi dinleyerek ve gözlemleyerek, zaman akışını oturttuğumuz bir süreç geçirdik. Eseri her performe edişimizde bu zamansallıklar değişkenlik gösteriyor. Bu iletişim andalığımızı koruyor ve bu nokta da eserin konseptiyle paralel bir konum yaratıyor.   

 


MÇ: Başlangıçta da değindiğim üzere, “How Now Becomes Then” prömiyeri Karatay, Konya’da gerçekleşti. Buradaki performansa karşı seyircinin katılım durumu, tepkileri nasıldı? İstanbul’daki gösterim ve Konya’daki gösterim arasında seyircinin görüşleri açısından farklılıklar gözlemlediniz mi?


HS: Eserin prömiyerini Konya’da Hiçhane İnsan Merkezi’nde gerçekleştirdik. İçtenlikle söyleyebilirim ki harika bir şekilde ağırlandık. Küçük, samimi ve içinde farklı uluslardan gezginlerin bulunduğu bir seyircimiz vardı. Dolayısıyla Konya deneyimimizin performans için olgunlaştırıcı bir etkisi oldu. İstanbul'da ise artık eserin tam olarak olgunlaştığını teyit edercesine  bir  seyirci katılımının ve ilginin odağındaydık. Bir o kadar besleyici olduğunu söylebiliriz. Daha nicelerine…


İE: Anadolu topraklarının merkezinde, Konya'da, Mevlana Celaleddin Rumi Türbesi'nin yanı başına inşa edilmiş 80 yaşında bir binada dünyaya gelen Hiçhane İnsan Merkezi, değişen, gelişen ve dönüşen organik mekan olma özelliği ile yıllar içerisinde bir insan misali serilip serpilmiş. How Now Becomes Then’in kültürel ve zamansal konsepti Hiçhane’nin halılarla bezeli dokusuna güzel bir şekilde uyumlandı. Hatta Hiçhane’deki performansımızda mekândan tarihi bir halıyı kullandık. Seyirci ile aynı zeminde performansın gerçekleşmiş olması dördüncü duvarı kırarak bize daha samimi bir deneyim yaşattı. 



MÇ: CoBAC Workspace’de izlediğimiz performansın yanı sıra, performansı destekleyecek nitelikte videolardan oluşan “İrtibata İntibak” sergisini gezme imkanı bulduk. Sergideki videoların içeriğinden ve performansı ne şekilde tamamladıklarından bahsedebilir misiniz? Sergide yer alan videolarda sahne olarak Eminönü’nün seçilmiş olmasının özel bir sebebi var mı?


ŞC & İE: Sergiye ev sahipliği yapan ve destekleyen CoBAC Workspace’in şehirde bulunduğu özel konumu itibariyle mekânla olan ilişkisi ve birlikteliği serginin çıkış noktasını ve merkezini oluşturuyor. Bu doğrultuda tarihi yarımada içerisinde kültür, sanat ve çalışma hayatını arasında kurduğu köprüyü, dans ve sinema sanat dalları ile yansıtmak istendik. Hem görünür hem de görünmeyen irtibatları araştırmak önceliğimiz oldu.


Bu irtibatı ikiye ayırabiliriz;  CoBAC’in şehirde konumlandığı lokasyon ve bu mekansallığın tarih, kültür ve sosyal yaşamla olan ilişkisi. 

Buradan yola çıkarak sergide 11 adet ekran kullanıldı  ve her birinde CoBAC’in ilişkili olduğu çevrede çekilmiş farklı video kompozisyonları yer aldı. Çeşitli kentsel mekanlarda çekilmiş videoların içeriği ‘How Now Becomes Then’ performansından uyarlanan kesitlerden oluştu. Performansın içeriği zaman hakkındadır ve Eminönü’nün eski tarihi, zamanın ona kattığı doku ve değer ile irtibat hâlinde.

Enstalasyon, şehir ve beden arasındaki ilişkiselliği ve geride bıraktığımız izleri seyirci ile beraber düşünmeyi hedefledik. 



MÇ: “How Now Becomes Then” performansını izleyecek olan seyircilere deneyimleri öncesinde söylemek istediğiniz bir şey var mı? Seyircinin nasıl bir deneyim yaşamasını veya nasıl bir beklentisi olmasını istersiniz?


ŞC & KT: Bizce performans deneyimleyen kişilerle tamamlanıyor ve onların varlığı ile bambaşka bir hâl alıyor. Bu doğrultuda bizim icra ediş enerjimiz de provada gösterdiğimiz performansa göre çok farklı bir noktada gerçekleşiyor. Bu nedenle, hiç bir ön bilgi veya beklenti olmadan sadece açık bir zihinle eserin deneyimlenmesi bizim tercih ettiğimiz bir durum. 


 

MÇ: Hepinize değerli yanıtlarınız ve vaktiniz için çok teşekkür ederim. “How Now Becomes Then” performansı ilerleyen aylarda tekrar sahnede olacak. @hownowbecomesthen Instagram hesabı ve Kineo Dergi üzerinden gelecek gösteriler hakkında duyuruları takip edebilirsiniz.


 Görseller: Berk Armağan





Son Yazılar

Hepsini Gör

コメント


bottom of page